107- Yüzleri ak olanlar ise Allah’ın rahmeti içinde olacaklar; hem de sonsuza dek orada kalacaklar.
(106-107. ayetler)
İnsanlar dünya ve ahirette kendini rezil rüsvay edecek veya gözünü aydın edecek, yüzünü ak edecek işleri bizzat işlerler. Bugün yapar yarın bulur. Bugün zalim yarın mazlum olur. Bugün gücünü zorbalığa, tahakküme kullanır, yarın kendi tahakküm altında ezilir. Bugün nankörlük cimrilik yapar, yarın muhtaç olur. Bugün kıymet bilmez, yarın kıymetten düşer.
İnsanoğlu gittiği yolla, tuttuğu işle kendi akıbetini hazırlar. Dünyada küçük azaplarla uyarılar yapılır. Aldırmaz, tevbe etmez, dönüş yapmazsa ötede büyük azaplar, bitimsiz hasretler, pişmanlıklar asla yakasını bırakmaz. Yaptığı karanlık işlerin, zulmet saçan günahların karalıkları, zillet ve yüz karası olarak karşısına çıkar.
Hele de inanmışken, öğrenmişken, imanın gereklerini yapmayıp, pervasızca küfür sözler söyleyen, hezeyanlar koparan kimselerin hal-i perişanlığını düşünmek gerek. O halde bugünden yarın yüzümüzü ak eden, bizi ebedi mutlu, bahtiyar edecek salih amellere yapışıp, imanımızı iman-ı hakikiye, ahlakımızı ahlak-ı Muhammediye'ye ulaştırmaya çalışmalıyız.
Yüzlerin siyahlığı korkunun siyahlığı halinden, ağarması da yüzde beliren sevinç ve parlaklıktan kinayedir. İnsan ameli kadar nurlu veya nursuz olacaktır.
Yüzleri ağaranlar; Allah'a ﷻ itaat edenler, vefa ehli olanlar, imanda istikamet üzere olan, dinde amelde halis olanlardır.
✦ İyilik güzel elbise, kılık kıyafet değildir. İyilik ancak sükunet ve vakardadır. Hadis-i Şerif
✦ Ölen mümin kabre konduğunda, münker nekir meleği ona gelip der ki:
- Rabbin kimdir? Mümin cevap verir
- Allah'tır, der.
- Dinin nedir?
- İslamdır.
- Peygamberin kimdir?
- Muhammed ﷺ ‘dir.
- Sana bunu bildiren ne idi?
- Ben Allah'ın ﷻ kitabını okudum. İman edip, tasdik ettim.
Bu şiddetli imtihandan sonra semadan bir ses gelir. "Kulum doğru söyledi, ona Cennet sergilerini serin, Cennet elbiselerini giydirin temiz kokusunu sürün ve kabrini genişletin. Baş ucunda Cennete bir kapı açın!"
Sonra rahmet melekleri ölüye, "Kabir azabını tatmadan; hareminde zifafa giren çiftlerin uykuları gibi uykuya dal" derler. Ölü, durmadan "Yâ Rabb kıyameti kopar, ehlimle görüşeyim. Cennetteki nasibime kavuşayım" der. O, kıyamette yüzü ak olarak haşre kalkar.
✧ Yüzün nuraniyeti tüm gece boyunca uyuyarak elde edilmez. Hz. Ali
Yani nuranî bir yüzünün olmasını isterse gecenin bir kısmında kalkmalı ve ibadet etmelidir.
✧ Ben yüz nuraniyetini talep ettim ve onu gece namazında buldum. İmam Sadık
✧ Namaz yüzün nuraniyetine ve müminin izzetine neden olur.
✧ Zahid Allah’ın ikram ettiğine şükreden, belaya düçar olduğunda sabredendir.
✧ Salihler için çokluğun, sıddıklar için de azlığın bir önemi yoktur. Maruf-u Kerhi
✧ Allah’tan razı olan ezeli emir neyse onu dinler, uyar. Hayat ve ölüm onun yanında bir olur. Yaşarsa Allah için yaşar. Malı, mülk ve hazine için değil, ölürse Allah için ölür, korkudan, hastalıktan değil. Mevlana
Kulun taati ne kadar çok olsa da, cennete ancak Allah’ın rahmetiyle gireceğine işarettir.
Hayrı getiren sadece Allah’ın rahmetidir. İyilik hazinelerinin tamamı Allah’ındır. Bu hazinelerin kapısı ise, rahmettir. Kapı, kendi anahtarından başka anahtarla nasıl açılabilir ki? Allah’ın rahmet kapısının anahtarı ise, kulluk etmek ve yakarmaktır. Kim bu anahtarı korur ve onunla gelirse, kapılar açılır ve hazinelere girer. Kim de o hazinelere girerse, orada gönüllerin arzuladığı ve gözlerin lezzet duyduğu sayısız nimetler bulur.
✦ Eğer mümin, Allah katındaki cezâ miktarını bir bilse hiç Cenneti ummaz. Eğer kâfir, Allah’ın rahmetinin bolluğunu bir bilse rahmet ümidini hiç yitirmez. Hadis-i Şerif
✧ Fazilet ve keramet sahibi;
1- İslami emirlere uymakta hassastır
2- Ahlak-ı Muhammediye ile ahlaklanmıştır.
3- Hakiki İslam alimlerine muhabbetli ve bağlıdır. Beyazıd-ı Bestami
Mü'minler cennette ebedî kalacakları gibi, kâfirler de cehennemde ebedîdirler. Allahu Teala cennetliklerin orada ebedî kalacaklarını açıkça belirttiği halde, cehennemliklerin cehennemde ebedî kalacağını belirtmemiştir. Çünkü Allahu Teâlâ'nın rahmeti gazabından daha fazladır.
Allahu Teala bu iki gruptan bahsederken rahmetine nail olanlardan başlamış, yine onlardan bahsederek sona erdirmiştir. "Allah'ın ﷻ rahmeti içindedirler" buyurarak, rahmeti kendisine nisbet ettiği halde, azabı kendisine nisbet etmemiş, onlara "tadın azabı..." buyurmuştur.
İbâdeti sanat, dervişliği nimet bilenlere müjdeler olsun. Onlar için itikaf başedilmez bir arzu, âhiret gaye, ölüm öğüttür. Onlar, kimseler yokken Rab Teâlâ’ya tevbe eder, günahlarını hatırlarlar. Onlar yabancılıklarını sadece Allah’a duyururlar. Gariptirler, Allah’ın rahmetini talep ederler. Gece gündüz Allah’ı ananlara, seherlerde ağlayanlara müjdeler olsun.
Kıyamet günü cehennemden dağ gibi bir ateş kütlesi çıkar. Ümmet-i Mıuhammed'in üzerine hücum eder. Efendimiz ümmetinden o ateşi def etmeye çalışır. Bir türlü ateş sönmez. "Ey Cebrail, yetiş! Yetiş! Ateş ümmetimi yakmak istiyor!" der. Cebrail aleyhisselam bir bardak suyla gelir. O bardak suyu Efendimize uzatır ve şöyle der:
- Bunu al, ateşin üzerine dök!
Efendimiz o bir bardak suyu alır, dağlar gibi yükselip ümmetin üzerine gelen ateşe döker, ateş hemen o anda sönüverir. Sonra hayretle sorar:
- Ey Cebrail, bu ne suyuydu?
- Bu senin ümmetinin gözyaşlarıdır. Yalnız kaldıklarında sırf Allah korkusundan ağlayıp akıttıkları bu yaşları toplamamı Allahu Teala bana emretti. Sen ona ihtiyaç duyana kadar sakladım. Onunla cehennem ateşini söndürmen için şu ana kadar muhafaza ettim.
✽ "Allah'ın ﷻ rahmetindedirler" mecâz-ı mürseldir. Hal olan 'Allah'ın ﷻ rahmeti' zikredilmiş, mahal olan cennet kastedilmiştir.
✽ Veya 'Allah'ın ﷻ rahmeti' sebep olarak zikredilmiş, müsebbep olan Allah'ın ﷻ rahmetiyle vereceği sevap kastedilmiştir.
✽ Aynı zamanda فِي harf-i cerinin رَحْمَة 'in üzerine gelmesi, istiare-i tebaiyedir. Rahmetin, ikramın, nimetin onları kaplayıp kuşattığını bildirir.
✽ هُمْ فٖيهَا خَالِدُونَ 'İçinde ebedi kalıcıdırlar' cümlesi istinafen fasıldır, mukadder sualin cevabıdır.
✽ Cümlede, cennetin devamlı olmasının cennetten daha büyük bir nimet olduğu vurgulanıyor.